2020’deki Resmi Tatil Günleri

2020’deki Resmi Tatil Günleri

Ulusal medyanın görsel ve yazılı olarak da etkisini yitirdiğini düşünüyorum. Genelde hepsi birer siyasi taraf oldukları için; o yönde yayınlar yapıyorlar. Oysa insanların objektif, tarafsız haberi alma yani evrensel olarak tanımlanmış olan “haber alma hakkını kullanma” ihtiyacı var.  Gerçekten tarafsız yayın yapan veya her siyasi görüşten gazeteci-haberci barındıran ve onların özgürce yayın yapabildiği bir yayın kuruluşu gerek yerelde  ve gerekse ulusalda da yok; bilmiyorum, varsa bende bilmek isterim...

Hal böyle olunca sosyal medya hesapları, youtube kanallarında özgür yayınlar yapanlar ön plana çıkıyor ve bir zamanlar milyonluk tirajı olan gazetelere, reyting yarışları yapan televizyonlara tıklanma sayılarıyla rakip oluyorlar

Malum 2019 da bitiyor. Eskiden her yıl sonu bu yayın organlarında senenin enleri, unutulmazları, acı kayıpları, sevinçleri gibi haberler-programlar olurdu, belki hala vardır ama sosyal medyada birkaç popüler hesapta ve internet sitesinde gördüğüm haber çok ilgilimi çekti “İşte 2020 deki tatil günleri”

Ne yazık ki çalışma ahlakımız saat doldurmak üzerine kurulu. Çoğumuz sabah 09:00 da gideceğimiz akşam 17:00 da çıkacağımız, hafta sonları çalışmayacağımız işlerde çalışmak istiyoruz. İş ahlakımızda genelde nasıl az iş yaparım üzerine kurulu, amacımız her işi başkasına yıkmak ve kendimizi yormamak, mesai bitiminde de hemen işten çıkıp uzaklaşmak. Tabi ki bu görüşüm, herkes için geçerli değil, istisnalar var. Ancak ne yazık ki "istisnalar kaideyi bozmazlar".

İş için bize tahsis edilen araçları, cep telefonlarını veya başka imkanları sınırsız hoyratlıkla harcamak en önemli özelliğimiz. Büyükşehir trafiğinde kullanılan şirket araçlarının %90 ını sürüş karakterinden analiz edip bu araç kesin kiralık veya şirket arabası diye birçoğumuz rahatça ayırt ederiz... O arabalar bize tahsis edildiğinde de amacımız ne yapsak da  işe yarım saat daha uyuyup öyle gitsek oluyor. Tabi birde şefe-amire rica edeyim de izinden düşmesin bugün öğleden sonra kaçayım felsefemiz var...

Bu listeyi daha çok uzatmak mümkün, mesela benim iş hayatımda her sabah önüne çöp kamyonu denk geldiği için düzenli olarak işe geç kalanlar tanıdım, yine telefonun şarjı bittiği için alarmı çalmayıp haftanın üç günü uyuya kalanlar gördüm, hemen her hafta sonu memleketten misafiri geldiği için şirket arabasına ihtiyacı olanlar da vardı, şirket hattını hiç kullanmamasına rağmen onlarca gb ekstra faturalar da gördü bu gözler, evdeki internet kotası dolacağı için işyerinde film indiren-izleyen de, şirketin arabasıyla yakıtıyla keyfe keder gezerken trafik cezası kesilince mobese kaydını inkar edenler de oldu, evde hastası-memlekette cenazesi varken sosyal medyada keyifli paylaşımlar yapıp sonra aniden silenleri de gördü... Çok daha fazla uzatabilirim de yazdıkça hatırlıyorum, hatırladıkça hem üzülüyor, hem kızıyorum..!

İş yerlerimizde hal böyle olunca yeni yıldan ilk beklentimizde tabi ki tatil günleri oluyor.

Bir söz geliyor aklıma “Türk milleti zekidir, çalışkandır”

Sana saygım sonsuz Atam ama artık çalışkan değiliz, zeki miyiz onu bilemem.

Yine atamın bir sözünü hatırlatarak bitireyim

“Tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak”                                              

 

Seçkin ERBİL