YOL HİKÂYELERİ (EYVALLAH)

YOL HİKÂYELERİ (EYVALLAH)

“Hayat, insanı anlamaktan geçer.” (Dani Navaro) İçimizde saklı âlemi şahit tutarak söylenmiş bir söz. Eskiler, “zübde-i âlem” demiş insan için. “Küçük dünya” yani. Öyleyse biz ne isek, âlemde öyle olacak. İnsan insanın aynası mesabesinde kalacak. Uzun ve meşakkatli bir yolculuk bu. Kimliğimizi yoğuracak, şekil verecek, nağme katacak insanlar, mekanlar, olaylar akıp gidecek. Kimi derin izler bırakacak, kimi karanlık çukurlar açacak, kimi aldığından fazlası için koparacak, kimi hayal kurduracak. “Aslan yediği avların toplamıdır.” diyor Afrika atasözü. Kim veya ne; nerede, nasıl fark etmez. Her biri bizi biz yapmak için sahnede rol bulacak, replik atacak, kulis yapacak. Kimi hoş sözü, güzel yüzü, akça yüreği ile bahar olup açacak; kimi tüm maskeleriyle ihanet kazanında kara katranlara batacak.  Yol uzun dedik ya, olması gereken elbette gelip bizi bulacak. 

Yolcu demek keşfettiği kadar keşfedilendir. Gizli olanını aşikâr etmeye talip olandır. Bengisu ırmaklarında  arınmaya durandır. Karanlığa göz, sessizliğe kulak, karmaşaya akıl olandır. Küflü ruhlarına akamber sürüp yarenlik etmeye kalkana uyanık olandır. Işık dilli, aydınlık yüreklilerle dost olandır. Gün gelecek yanılacak, düşecek lakin yeniden ayağa kalkıp yola revan olmayı da bilecek. Bülbül kanatlı fırtına kuşlarına yurt olmayacak. Cümle fesat, riyakar, insanlık celladı varlıklara alarga duracak. Velhasıl yolcu, yol denilen dergahta her daim derviş olarak kalacak. Adımladıkça hamlığından kurtulacak. Sözünde, bakışında, duruşunda piştiği, mücevher misali parıldayacak. Bir eşiğin önünde hayatı okumayı öğrenecek. Böylece hikmetin, hilkatin, tabiatın, insanın, kainatın farkında olacak. Kaynağı kendinden nurlu bir huzmedir artık, bilinecek. Yaşamına şahit olana renk katacak, ilham verecek, pusula olacak, rehberlik edecek. 

Her şeyin zıttıyla var olduğu bu âlemde; aydınlığın karşısında karanlığın, yol gösterene rağmen yoldan çıkanın, uzatılan eli ısıranın, vefanın karşısında ortada bırakanın mücadelesi hiç bitmeyecek. Hayatta pişip gönülden yananlar bu sebepten yollara düşecek. Sohbeti gül, selamı gül, sesi gül kokacak. Sarraf ruhların asil çocuklarına selam olsun. Ve dahi, gözünün perdesini kapatıp, gönlünü karanlığa mahkum edenlere, ettikleriyle ders verip olduklarından ibret almayanlara, parçaya aldanıp bütüne bîgane kalanlara da can-ı gönülden “EYVALLAH” borcumuz olsun...

ARİF KEVENOĞLU