Kısa Rota; Ayvalık - Bursa

Kısa Rota; Ayvalık - Bursa

Marmaralı denizciler, bulundukları yerlerden güneye inemeye, aşağıya inme, tersine Marmara’ya geri dönmeye de yukarıya çıkma derler. Aşağıdan yukarıya kısa koşu bir rota diyebiliriz aslında bu Ayvalık – Bura seyrine. Tabi ki 2 gün sürecek bu rotayı 5 güne çıkarmakta sizin elinizde. Çünkü, rüzgarın başladığı nokta olarak adlandırılan ve kalamarın en iyisini yiyebileceğiniz “Babakale “, güneş yeni batmışken denizden yaklaşırken mis gibi kekik ve ardıç kokan tepeleri ve natürel doğası ile üzümlere can veren, gün batımı tepesinde o üzüm sularını içeceğiniz, buz gibi berrak denizinde kendinize geleceğiniz “ Bozcaada “, Dur yolcu! uyarısı ile tarih kokan denizlerden geçerek limanına yanaşacağınız, eh hazır girmişken peynir tatlısı yemeyelim mi? ( hemde fırınlanmış ve üzerine dondurma ile  ) diyeceğiniz Çanakkale, artık bizim mahalleye geldik, biraz dinlenelim deyip, hangi adaya girmeye karar veremediğiniz Marmara adaları “ Marmara adası “ ve “ Avşa adası “  yol üzerindeyken 2 günlük seyir ile önlerinden geçip gitmek biraz zor olur.

Evet zor oluyor maalesef!

Ama rotamız Ayvalık – Çanakkale – Bursa. Bursa da deniz yok ki demeyin bozuşuruz bak.

Yeni yapılan Gebze – İzmir otoyolu üzerinden, Ayvalık yaklaşık  iki buçuk saat, fakat otobüsle gidilince dört buçuk 5 saati buluyor. 5 saatlik yolculuk sonunda tekne bizi Ayvalık Setur Marina da bekliyordu. Ayvalık’ın Güney ucuna doğru uzanan kısımda bulunan marina, bölgenin marina anlamında ki tek tercihi. Fakat hemen hemen her rüzgara kapalı olan Ayvalık limanı oldukça güvenli. Dar bir kanal seyri yapılan liman giriş-çıkışında kardinal şamandıraları ve kanal trafik ayrım şamandıralarına uymak oldukça önemli. 

Ayvalık’a gelmişken Ayvalık tostu yemeden olmaz. Hatta gün batımında balık yemeli ve buzu parlatmalı yanında.

Seyir için alışverişi  marinada ki marketten yaptıktan sonra, yerel ekmek ( nohut mayasıyla yapılan, simit ekmeği denilen ekmeği tavsiye ederim ) ve taze sebze meyve alışverişi için şehrin içinde ki yerel marketleri tercih edebilirsiniz. Ben tekne ile gittiğim her yerde yerel marketleri tercih ediyorum. Tüm bu alışverişi gün batımına kadar halledin tekneye yerleştirin ki gün batımının keyfini çıkartın. 

İlk gün rota Çanakkale, yaklaşık 80 deniz mili, kısmen uzun bir yol olacak. Gün ışığından olduğunca yararlanmak için sabaha karşı 04.00 da Vira Bismillah diyerek marinadan ayrılıyoruz. Ayvalık Limanında çıkış dar kanaldan olacak. Şansımıza Dolunay geceyi aydınlatıyor. Kanalı ve işaret şamandıralarını net bir şekilde görüyoruz. Deniz kadifeden bir zemin gibi, teknemiz adeta kayıyor üstünde, ay parlak, gece tüm ihtişamıyla önümüzde, en güzel kokularını sürünmüş, mis gibi kokuyor…

Kanaldan çıkınca *iskeleye doğru dönüp son kardinal şamandıralarını da sancak bırakarak Ayvalık adalarının arasından, Midilli adası ve Türkiye arasında ki “ Müsellim geçidi ”boğazına doğru dümen tutuyoruz. Yol aldıkça Yunanistan karasularına yaklaşıyoruz. Bu nedenle teknemizin sancağına Yunan bayrağı çekmek mecburiyetindeyiz. Ve güneş, tüm renkleriyle arkamızda beliriyor, ay henüz batmamış… adettendir gün doğumunda fotoğraf çekmek, o eşsiz anı ölümsüzleştirmek. Bizde öyle yaptık, sabah kahvelerimizi yudumlarken o anı ölümsüzleştirdik. Günün ilk ışıklarıyla rüzgar kendini hissettirmeye başladı, bizde yelkenimizi açarak rüzgardan yararlanalım dedik. Sabah kahvaltısı hazırlıkları yaparken, Babakale önlerine geldik. Rüzgarın başladığı yer olarak kabul gören kasaba sessizliği bürünmüştü. Başka bir seyrimizde sert rüzgardan dolayı Babakale’ye sığınmak zorunda kalmıştık, onu da bir yazımda anlatacağım. Fakat bu sefer rüzgarın şiddeti iyice azaldı. Babakale burnunu döndükten sonra Çanakkale boğazına doğru dümenimizi çevirdik. Kısmen düz bir rota çizeceğiz. Rahat bir kahvaltı yapmamıza izin veren Poseidon, kahvaltı sonrasında rüzgarının şiddetini tekrar arttırdı. Sancak *bordadan yakaladığımız rüzgarla, yelkenlerimiz doldurarak Çanakkale boğazı girişine kadar geldik. Boğaz girişinde sancakta ki sığlıklardan kurtulmak ve akıntıdan daha az etkilenmek için boğaz ortasına kadar devam edip oradan boğaza giriş yaptık. 

Çanakkale boğazı girişi iskele tarafta, mezar taşları bulutlar olmuş şehitlerimizin Abidesi göğe yükseliyor. Abideyi selamlayıp, şehitlerimizin aziz ruhlarına dualar okuyup teşekkür ettikten sonra Çanakkale’ye doğru devam ediyoruz. Karşı akıntıdan en az şekilde etkilenmek için bilgi ve tecrübelerim ışığında bir rota belirliyorum ve etkili oluyor. Tabii ki bu esnada boğazdan geçiş yapan devasa gemiler seyirlerine devam ediyorlar. Boğazın yunusları karşılıyor ardından bizi. Kepez burnunu geçtikten sonra, iskelede Değirmen burnu tabyaları ve Necmettin Halil Onan’a ait şiirin ilk dizeleri  “ DUR YOLCU! BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN BU TOPRAK, BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR “ ve yanında asker figürü olan Dur Yolcu anıtı. Tabyalar komutanı Üsteğmen Turan Şekip Pınar, bu coğrafyanın anlam ve önemini belirten ve hiç unutulmaması adına bir eser bırakmak istemiş, iyi de yapmış… 

Nara burnuna uzaktan bakarak, Çanakkale marinaya giriş yaptık. Marina aynı Bozcaada gibi boğaz geçişi yapanlar için stratejik bir konumda olduğundan, önceden arayıp yer konusunda bilgi almakta fayda var. Özellikle fırtına öncesi zamanlarda yer bulma ihtimali çok düşük. Marina, mazot ikmali, elektrik – su ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, Yurt dışı giriş-çıkış işlemlerini yapabilmeniz için gümrük ofisine de sahip. Konum olarak şehrin merkezinde olması, uzun saatler tekne üzerinde hareketsiz kaldıktan sonra yürüyüş yapmak için çok keyifli. Marinadan Nusret mayın gemisinin bir benzerinin sergilendiği iskeleye doğru yürüyüp, dönüşte tekne için ufak tefek alışveriş yaptık ve ertesi sabah yine sabaha karşı yola çıkacağımız için teknede istirahat edelim dedik. 

Gün doğmadan,

Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola…

Orhan Veli’nin “ Hürriyete Doğru “ dizelerini mırıldanarak avara olduk marinadan. Deniz gerçekten de dolunaydan dolayı bembeyazdı. İskele de Dur Yolcu anıtı, Nara burnuna doğru seyre başladık. Nara burnu dönüşü akıntının en yoğun olduğu ve boğaz geçişi yapan gemilerle en yakın olacağınız dönüş. Birde gece seyri yapıyorsanız pür dikkat olmanız, gemilerden kendinizi sakınmanız gerekecektir. 

İlerledikçe akıntıdan kaçmak için kıyıya yakın seyirler yapmanız gerekecektir. 1915 Çanakkale Köprüsü çalışmaları başladığı için belirli tarihlerde, önceden bilgilendirme yapılarak boğaz tüm tekne ve gemilerin geçişine kapatılıyor. www.kiyiemniyeti.gov.tr sayfasını ara sıra kontrol etmekte fayda var. Tabii ki denize açıldığımızdan itibaren telsizimizi 16. Kanalda açık tutuyoruz. Gece, özellikle sabaha karşı herhangi bir çalışma yapılmıyor ama yine de dikkatli olmakta, köprü ayağı çalışma alanlarına fazla yaklaşmamak ta ve sancak tarafta ki 3 yeşil çakarı ( iskele tarafta da 3 kırmızı çakar bulunuyor ) gözlemleyip onları sancağımızda bırakarak yolumuza devam etmeliyiz. 

Gelibolu iskelede, zincir bozan sığlığı ve sığlık çakarı sancakta kalacak şekilde boğazdan çıkarken, sağ taraftan gün ışımaya, güneş tüm kızıllığıyla, eteklerini toplayarak kendini göstermeye başladı. Bu güzelliği kıskanan ay ise son bir bakış atıp kayboldu. 

Yaklaşık 4 saatlik seyirde Posedion yine bize güzel bir kahvaltı yapmak için izin verdi. Ama sonrasında da bizim mahalleye girene kadar pek yüzünü göstermedi. Marmara adası açıklarına geldiğimizde sancakta Avşa, aşşağı da Erdek, yüce görünümü ile Kapıdağ yarım adası ileride görüldü. Hava sakin, deniz berrak, pruvamız neta idi. İlerleyip Karacabey boğazı yani , Karacabey Longözünün deniz ile buluştuğu yer ve İmralı adası arasına geldiğimizde güneşi uğurladık. İmralı adasının 3 deniz mili sınırına dikkat etmeniz gerekli. Çünkü 3 dm içine girmeme yasağı uygulanıyor. Bu Marmara denizinde ki balık popülasyonu içinde oldukça yararlı oluyor elbette. 
İskele de Armutlu çakarı, sancakta Eşkel ve artık Gemlik körfezine giriş yaptık ve teknemizi bağladığımız Güzelyalı yat limanına doğru, Mudanya sahili boyunca kıyıya yakın seyir yapıp, limana bağlandık. Çanakkale - Bursa seyrimiz yaklaşık 22 saat sürdü, Poseidon bize rahat bir yolculuk sundu, ama yine de tekne üzerinde fazla harekete edememenin yorgunluğu, uykusuzluk bizi oldukça yordu. İyi bir uykuyu hakettik…       
Denizin mavisinden uzak kalmayın…

* teknede ve denizcilikte yönler, sağ – sancak, sol – iskele, ön – baş, arka - kıç olarak belirtilir.
*Borda : teknenin dış sağ ve sol tarafına verilen isim.

Enre ÖZGEN