Kelâmın Tepsisi

Kelâmın Tepsisi

Su kuşları kanat urup uçtuğunda, erguvanların kan terlediği mevsimde düştü nazarın ak gövdeme. Kamıştan divitin, ateşinde kavrulmuş gözyaşı yazdı seni. Hazândan bahara döndü ruhum. Evvel ağacın bedeninde sır idim, lütfettin gölgende kağıt oldum âhir.
Levh-i Mahfuzda müjdelendi varlığım elbet, ancak dünya zamanında doğmamış idim. Zaman ördü ilmek ilmek hükmünü, söz idin yazı olman için geldim. Mısır'ın ilminde papirüs oldum ilkin. Nice firavunların emri, nice kanunların dili, felyasofların düşü, âlimlerin ilmi düştü üstüme. 
Bilgi kuyusunda yıkanmış maharetli zihinler keşfetti beni. Asırlar süren güzellik uykumun yatağından alınıp işlendim. Kaynar sularda eritildi buzlarım. Asabiydim, yumuşadım. Güneşin sıcağında kuruyup tahta tokmaklara ezdirildim. İçimdeki cevheri böyle fark ettim. Haberim salındı dört bir yana. Kelâmın sahipleri incilerini saçtılar üstüme. Hâk kelâmını yüzüme sürüp ak güvercinler misali kanatlandım mahsun gönüllere. Nebîlerin ezbercilerini nisyan tuzağından çekip çıkaran bendim. 
Sırtımda ezelin ve ebedi hâkimine dair emânetler ile yüzyıllara rest çektim. İnanmış ruhların baş üstünde kutsal bilindim. Söz uçardı nihayetinde tuttum omzuma apolet eyledim. Zalimin idam hükmünü de sultanın merhamet mührünü de taşıdım. Sır olan bilgiye, sevgiliye hasrete, sılaya olan özleme,hâk dinin elçisine, askerin sevkine, şehzadenin katline, ilmin noktasına, cehâletin varlığına, inkârın yayılışına, şâirin sancısına, mürekkebin macerasına, erenlerin gönlüne, alplerin cesaretine, âlemin hükümdarından yaratılmış olana duyulan şefkate, berekete, rızka, hiddete, affa şahit tutuldum. 
Çamurdan yaratılmıştı âdem ya ben de ilkin hamurdum, teknede karıldım, terbiye edilip kağıt oldum. Bitimsiz bir düzlük idim, çağlar boyu kalemin seyahatini izledim. İnsanoğlunun talihini de tarihini de gün be gün kaydettim. 
Bildim ki bunca yükü ben dünya masalına son nokta konulsun diye çektim.
Arif Kevenoğlu @mavikedi35