Bursa'nın Göz Nuru; Baraklı
Bursa'nın Göz Nuru; Baraklı

Bursa'nın Göz Nuru; Baraklı

Kendimizi dinlemeye ihtiyaç duyduğumuzda lazım olan şey; sessizlik. İnsandan ve şehirden uzak sükunet. Bedeni aşıp ruha değen nağmelerin tınısına özlem. Bunu sağlayacak olansa doğa. Kendi kendimize yabancılaştığımız bu çağda bizi özümüze yaklaştıran mercek O'dur.

Bu hafta Bursa'nın dede yadigârı, Keles'in hafızası Baraklı'dayım. Büyük ve şaşaalı eserlerin mekanı şehirler olsa da onların tohumlarının atıldığı yer;sessiz sedasız, mahcup ve mağrur yaşamaya devam eden köylerdir. Bursa henüz Türk ve Müslüman kimliğine kavuşmadan, Baraklı'da bir camii ve hamam kurulmuş olması; Yıldırım Beyazıt Ulu Camiinin müjdesini Emir Sultan'da yeşertmeden, Ertuğrul Gazi’nin alplerinin burada kılıç şakırdatması; Bizans’ın soluk gölgesi Uludağ'ın yamaçlarından süzülüp şehri boğarken, Baraklı'nın Türk'ün imanlı nefesiyle ışıması bunun delilidir. Eğer hazırsanız  tarih, kültür ve doğanın  izinde sizleri bu güzide köye davet ediyorum. 

Keles’e 8, Bursa'ya 55 km mesafede kurulu Baraklı, önce Roma ve Bizans’ın,son olarak Oğuz Türklerinin elinde karıla yoğrula bugünkü şeklini almış. Barak kelimesi, “yün çuha” manasında kullanılmış. Oğuzların Bozok kolundan olan bir Türkmen topluluğuna da, giydikleri yün kıyafetler dolayısıyla bu ad verilmiş. İşte bu Horasan Türkmenleri, Anadolu Selçuklu Devleti’nin güneşi Anadolu’yu aydınlatmaya başladığında bu coğrafyaya kadem basıp; Süleyman Şah ve Ertuğrul Gazi ile Keles'in fethinde savaşmış, ardından köyün olduğu bölgeyi ganimet olarak sahiplenmiş. O günden sonra buraya Baraklı denir olmuş. Köyün içinde yer alan Baraklı Dede yatırı da bu hikayenin mihenk taşı. Duasına, ümidine, hayaline, kısmetine, sağlığına fayda olsun; tez vakitte yaradana ulaşsın diye, O' nun katında hatırı olduğuna, nazı geçer bilindiğine inanılan mübareğin kabri, her dem fanilerin baki olana yakarışlarının durağı olmuş.

Köyde dolaşan başka bir hikayede ise, bölge ormanlarının kullanım hakkı için sadece burada yaşayanlara izin verilince adı “Beratlı” olarak anılmış. Bu isim zamanla Baraklı şeklini almış diye bahsedilir. Halen odunculuk bu köyün en önemli geçim kaynağı. Adı ister Beratlı olsun, ister Baraklı bu köy, yaşadığı çağın medeniyetinde hep göz nuru olmuş. Pagan Roma'nın tanrılarına ev sahipliği yapmış ilkin. Üzerine sunaklar, adaklıklar inşa edilmiş. Hz.İsa’dan sonra bu kez, tanrıların meskeni yerini kiliseye bırakmış. Bizans’ın başkentini Anadolu’ya bağlayan kral ticaret yolu geçmiş yamaçlarından. Bolluk ve bereket ile ihya olmuş. Ak kısraklar üstünde kutlu alpler çiğnemiş toprağını nihayetinde. Peygamber müjdesini getirmişler düşüne. Kara toprağında ulvi mabedler yükselmiş mavi göğe. Geçmişe dair izlerini evlerin temellerine gömmüş. Köyün bir çok yapısında Roma ve Bizans dönemine ait mermer taşları halen görmek mümkün bu yüzden. Assatepe mevkiinden bakıldığında yeşil çuha üzerine serpilmiş al yakutları andıran evleri, gümüş gerdanlık misali boynunda ışıldayan “Çatak Dere”si, doruklarında kıvırcık bulutları heybetli Uludağ’ın güzel yüzü ile bu köy, tarihin arka sokaklarında nadide bir güzellik olarak ziyaretçilerini bekliyor .

Köye 8 km mesafede Karaağaç Göleti yer alıyor. Köylülerin ve doğa severlerin Baraklı Göleti olarak bildiği bu göl, köyün su ihtiyacını karşılamak için yapılmış. Karaçam ormanın ortasında ıtırlı havası, göze karnaval yaşatan dağ manzarası, ormanın hikayesine satır arası gibi uzanan patikaları, huzurun rüzgar kanadında her cana aynı cömertlikle sunduğu sakinliği kampçıları, yürüyüşçüleri, günü birlik uğramak isteyenleri kendine çekiyor. Tam da bu mevsim, kar tanelerini Uludağ’ın ayazında dondurup örtünen göl üzerinde dolaşabilir, keçi yollarında kar kıtırtıları eşliğinde keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.

Üzerinde hoyratça yürüdüğümüz toprak, bakıp geçtiğimiz, varlığına değer biçmediğimiz yaprak, yitik masalın son parçasını bulmuş da zamanı durdurmuş olan nehir çağların, medeniyetlerin, orduların, saltanatların dilsiz şahitleridir. Avuç içine sığan su, elimizde ufalanan tarla, kulağımızda asılı kalan cıvıltı hassas yüreklere neler anlatmaz ki? Onun yanında omzumuz bulutlarda bigane dolaşacağımıza kulak mesafesi bir ilgiyle tebessüm edersek geçmişe , bugüne , geleceğe en önemlisi kendimize dair nice sırrın ortağı oluruz. 
Yolculuğumda desteklerini esirgemeyen Ova Servis Taşımacılık firmasına, Can Telekom'a  teşekkür ediyorum.

Doğayla dost olun, takipte kalın.
@arifkevenoglu