Bursa’nın Su Şenliği; Sadağı Kanyonu 
Bursa’nın Su Şenliği; Sadağı Kanyonu 
Bursa’nın Su Şenliği; Sadağı Kanyonu 

Bursa’nın Su Şenliği; Sadağı Kanyonu 

Her an beklenmedik bir güzelliğin rahmi olan tabiat, yaşamın mucizelerini fark eden gözler için lütufların en şahanesidir. Suyun, havanın, yaratılmış olan cümle varlığın hayat orkestrasında kendi hünerlerince sahne alması ise, hisli ruhlar için muazzam bir tecrübedir.

Bu hafta suyun şekil verdiği, hamurunu mayaladığı,Bursa’ya 63 km mesafede ziyaretçilerine  yeşilin şehrayinini yaşatan,  yüz yıllardır heybetinden hiçbir şey yitirmeden hükmünü süren Sadağı Kanyonu’dayız. 

Orhan Bey'in fethedip, Adranos'u adıyla şereflendirmesinden sonra “Orhaneli” olarak anılan ilçe merkezine 9 km uzaklıkta burası. Yolu üzerinde ilk durak bir yörük köyü olan Serçeler. Çocuk yüzlü kanyon sularının eğleşerek aktığı, yeşil hırkası üstünde, bağrından bereketli sular bahşeden, gül yüzlü haminne edasıyla gençlik yıllarının insan sesi yüklü günlerini hasretle anarak yaşayan Serçeler. Bugün sadece 12 kişinin yaşadığı bu köyde, suyun ikliminin ayak sesleri; oluklardan çağıldayarak, eski hamamdan fokurdayarak, dere olup köyün gözüne sürme çekerek kendini duyuruyor. Köyün gerdanlığı olan dere kanyon yolu boyunca yarenlik ediyor bana. Yol üstü ikinci durağım Sadağı Köyü. Buranın kuruluşu Roma dönemine kadar uzanıyor. Tarihin kadim gölgesi her devirde buraya şefkat eli misali dokunmuş gibi. Köyün kuruluşu ve kanyonun keşfi ile ilgili rivayet o ki; Roma imparatoru Hadrianus, bu yöreyi kendisine avlak olarak seçmiş. Dört bir yandan çağıldayan suları, derin vadisi, dinç ve sık ormanları ile imparatorun gözdesi olmuş. Bir de güzeller güzeli karısı varmış ki imparatorun, ülkesine bedel sevgisine nail imiş. Fakat bir gün bu nadide çiçek amansız bir cilt hastalığına yakalanmış. Nice hekim uğraştı ise de ipekten teninin pul pul dökülmesine deva olamamış. Hadrianus'un yüreğinde bu yüzden bir yangın başlamış; tahtta duramaz sık sık Adranos’a gelir olmuş.  Martı beyazı cins atını kanyonun derinliklerine sürdüğü bir gün kayaların dibinden yükselen dumanlar çekmiş dikkatini. Adamlarıyla yaklaşınca görmüş ki, kar soğuğu kanyon suyunun yanağından yüreğindeki köze eş sıcacık sular çıkmakta. Birazda olsa keyfi yerine gelen imparator buraya karısı için bir hamam yapılmasını emretmiş. Ardından erik çiçeği misali narin eşini yanına katıp bedenlerini sıcak suyun kalbine bırakıvermiş. O andan itibaren bir mucize peyda olmuş. Kraliçenin bedeni bahar pembesi gibi canlanmış. O günden sonra burası , şifa arayanların umudu olmuş. Sonrasında hastaları konaklatmak için hanlar kurulmuş ki bugün köyün arazisi bu yapının üzerindedir. Bugün “Kaya Hamamı” adıyla anılan kalıntıları kalsa da şifalı suları, termal tesisin havuzlarında muhtaç bedenlerle buluşmaya devam ediyor. 

Sadağı isminin kaynağı ile ilgili yöre halkının bilgisi yansımadan ibaret. Yolunu bulduğu her noktadan gün yüzüne çıkan suları dolayısıyla “ Su Dağı” olarak anılmış. Bu söyleyiş zamanla değişmiş ve  “Sadağı” olarak ifade edilir olmuş. 
Bursa’nın, büyüklük olarak Sansarak'tan sonra gelen kanyonu olan Sadağı; yer yer 60 metreyi bulan kaya blokları arasından kıvrılarak geçerken donup kalmış Şahmeran'ı andıran nehri, 60 derecelik yürek yangını ılıcası, çağlar öncesinin duvarlara asılı kalan nal sesleri, gümüş ıhlamurları, titrek kavakları, katran ardıçları ve kocamış çınarları ile misafirlerine antik çağın el değmemiş doğasını sunuyor. 

12 km'lik  parkurunun sonu Cuma barajına çıkıyor. 3 km'lik alanı yürüyüş alanı olarak düzenlenmiş. Sonraki 9 km'lik kısım, insanı kanyonun zorlukları ile sınarken, çoğu kişiye nasip olamayacak güzellikleri bahşederek gönül almayı biliyor. Kanyonun girişinde yer alan seyir terası ise, derin vadiyi kuş gözüyle izleme fırsatı vadediyor. Uğramadan geçmeyin.

Ruhumuza sıhhat veren şey; içine sıkışıp kaldığımız modern şehirden tabiatın ferah havasına kavuşmaktır. Günlük telaşların, koşuşturmaların, mücadelenin dışında kendi ritminde akıp giden doğa, bizi güzelliğin hissedilebilir bir varlık olduğuna da ikna ediyor. Öyleyse gelin, doğanın efsunlu melodisinde ruhumuzu akort edelim. 

Yolculuk boyunca desteklerini esirgemeyen BGU TURİZM'E ve OVA SERVİS'E sonsuz teşekkürler.
Doğayla dost olun, takipte kalın.
Arif Kevenoğlu
@arifkevenoglu