Adresler Sana Çıkar Buselik

Adresler Sana Çıkar Buselik

ADRESLER SANA ÇIKAR BUSELİK
Yüreğe  nar gibi düşen hasretlerden sordum seni
Kimliği belirsiz sığınmalardan
Gecenin kıyısında
Yılkı nefesli rüyalarda şafaktan sordum
Avuçlarımda alev alazı dualar
Buza kesen dudaklarımda teselli “yemin olsun”
Gözlerin kadar gökyüzü değil gittiğin yer

Hüzün dedim salını salını göğümdeki buluta
Gözlerimde çiğ
Avuntulu özlemler hazır kıta
Kapı önlerine sürülü terlik
Deliboran yağmurlar arefesinde
Üşürken yanmak ne demek anladım
Ben ki dervişi umutsuzluk dergahının
Ben bin yıllar boyu çile satan tüccarı
Hayalimdeki parmakların yeminli süvarisi
Karınca adımlarıyla ördüm
Örümcek ağlarıını gergef gergef alnıma 
Ayaklarım sana medine olma sevdasında
Yüreğim meydan savaşlarından arta kalan Hülagu
Yalnızlığım tahammül çizgisi ateşlenmiş dinamit
Hisarlarımda yağma yokluğun adı
Zehir zıkkım dudağımda yarım kalan buselik
Gökyüzü kadar derin değil gittiğin yer
Tarih düştüm adına
Mim koydum kuruyan çeşmelerin alınlarına sen diye
Hicretlerin yankısı içerime koşarken
Hayalime sakladığım kimselersiz mil çektiğim bunaltım 
Gözlerin kadar gökyüzü değil gittiğin yer
Ayrılık gölgesi asfaltta sere serpe
Kararan ,karartan gece 
Ve aydınlatmayan gündüz aşkına
Dize gelmez bütün sevdalar aşkına
Diz vurmuş önümde Kerem
Bırakıp arastasında Yusuf’u
Züleyha çıkınlarında bırakıp hasretini
Gel,gözlerin kadar gökyüzü değil gittiğin yer

Gurbet ölümleri anatomi hesaplarına  sığar mı Mecnun
Kesik başlar sofrasında 
Uzak-yakın
İhtimal
Fizik-metafizik
Bırakıp tüm çelişkileri 
Yükleyip vebalini aynalara
Parke taşlarının sıcaklığında sana çıkarken adresler
Olanca güzelliğinle gel
Olmadığın her dem keder
Her çatı altı uşşak makamından sen
Sılam ol ey hüzün
Gurbetine sal beni
Yanına yakınına al beni buselik 
Sonsuz kadar gökyüzü değil gittiğin yer

Mehmet Emin ERCAN

(Fotoğraf : Birol KURT)