Doğum Sancısı

Doğum Sancısı

Yağmur damlaları cama vururken gecenin sessizliğinde ve ıssızlığında, doğruldu yatağından. Uyuyamıyordu ne vakit… Boşlukta bir o yana bir bu yana sallanan sarkaç gibiydi benliği… Öylece düşünmeden, sorgulamadan, hayat amacı arayışına girmeden yaşamak daha doğrusu yaşadığını sanmak varken, birden uyanmak ne diyeydi? Evet hep derin uykusundaydı, şimdi ise derin uykusuzlukta…
Sancılıydı elbet yeniden doğmak, kolay değildi eskiden öylece sıyrılmak. Düşecekti, acıyacaktı, kanayacaktı ama vazgeçmeyecek kalkacaktı…
Pencereyi araladı, kafasını hafiften dışarı uzattı, ıslak toprak kokusunu derin derin içine çekti, yağmur damlaları gözyaşları ile buluştu.  Şimdi birlikte yağıyorlardı, birlikte ağlıyorlardı. Ama döngüden haberdardı. Yağmur yerini güneşe, hüzün de sevince bırakacaktı. Tam da bu değil miydi hayat. Her bitiş bir başlangıçtı görmesini bilene, idrak edene…
Ne vakit yağmur dinmiş, karanlık çekilmiş bilemedi. Güneş doğuyordu, güneş umudu doğuruyordu, umut içine doğuyordu ve gülümsüyordu…

Yazar : Bersu