Sakın Pes Etme...

Sakın Pes Etme...

Yaşadığın olaylar ,seni çaresiz hissettirirken bir yandan da seni yalnızlaştırıyor. Zihnin seninle oyun oynamaya devam ederken sen de acılarına tutunarak gerçeklerden uzaklaşıyorsun aslında. O acılar seni özüne kavuşturacak olan birer işaret fişeği...

Hayatımızda yaşanılan tüm an, başımıza gelen her olay ,karşımıza çıkan her insan olmamız gereken noktaya getiriyor. Aslında bütün bu olanlar kendine yaklaşman için bir ışık . Belki küçük yaşta sorumlulukların sonrasında okul hayatı ,iş hayatı ,aile, yaşadığın ilişkiler kazandıkların kaybettiklerin , hataların ,mutlu mutsuz nitelendirdiğin anlar.... Doğarken çıplak bir beden çıplak bir zihin sonrasında ise bize dayatılan gelenek ,görenek topluma göre yaşam biçimi seni senden uzaklaştırırken hırsı ,öfkeyi , kaybetme korkularını empoze ediyor. Engebeli yerlerden gelip geçenlerin ayak izlerinden  oluşan dar bir yol ,patika seni bekliyor. O yoldan hepimiz geçerken sorgulamalarımız devam ediyor ve tüm gerçeklik bizi kendimize bir adım daha yaklaştırıyor. Hayatında engebeli yoldaysan eğer  o yaşadığın olay kendini daha çok keşfetmen için bir senaryo..Eğer kendi özünü ret edersen  senaryo devam edip sadece kişiler değişmeye devam edecek. Belki  affedemediğin kişiler,  hak etmediğini düşündüğün  anlar, kırgınlıkların, kızgınlıkların, öfken, nefretin  sorgulamaların devam ediyor. Neden ben diye sordukça soruların cevaplarını bulamıyorsun, kendini suçladıkça bir adım daha kendinden uzaklaşıp başkalarının hayatıyla kendini kıyaslıyorsun, oysaki herkesin senaryosu farklı mutlu diye nitelendirdiğin kişilerin hayatında kim bilir hangi hayat hikayeleri var. Hepimiz hayatımızda  bir şeyler yaşıyoruz ve deneyimlerimizle kendimize ulaşıyoruz.

Japonların köpekbalığı yöntemi. Anlatılana göre:Japonlar bir ada toplumu olarak taze balığı her zaman çok severlermiş. Fakat Japonya sahillerinde, bol balık az bulunduğundan, balıkçılar nüfusu doyurabilmek için daha büyük teknelerle okyanusa açılmaya başlamışlar. Başlangıçta balık tutmak için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha uzun zaman almaya başlamış. Dönüş bir iki günden daha fazla uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktaymış. Japonlar, tazeliği kaybolmuş balığın farkını anlayıp lezzetini hiç sevmemişler. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar, teknelerine soğuk hava deposu yaptırmışlar. Böylece istedikleri kadar uzağa gidebilip tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabilmişler. Ancak Japon halkı, bu defa da taze balıkla donmuş balığın lezzet farkını ayırt etmiş ve bu balıklara çok para ödemek istememişler. Bunun üzerine, balıkçılar çareyi teknelerine balık akvaryumu yaptırmakta bulmuşlar. Japon halkı bu defa da canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzetinde bir farklılık hissetmişler. Hareketsiz, uyuşmuş bir durumda günlerce yol giden balığın, canlı, diri ve hareketli balığa göre lezzeti çok farklıymış. Sonunda Japonlar taze ve lezzetli balığı sofralara getirebilecekleri bambaşka bir yol bulmuşlar:

Balıkları yine teknedeki akvaryumlarında tutarken içine küçük bir de köpek balığı atmışlar. Böylece balıkların bir kısmı köpek balığı tarafından yutulmasına rağmen geride kalanlar son derece taze kalabilmiş…
Peki sen olsan ne yapardın ? İstediğin her ne ise onu hemen elde ettiğini düşün. Mükemmel bir eş, gösterişli  bir yaşam, şans oyunlarından kazanılan para .Hiç bir çaba olmadan kazanılan her ne ise asla tat alamayacaksın.

Sıkıntılarımız, karşılaştığımız güçlükler aslında düşünüldüğünün aksine bizi güçlendiriyor. Çabanın arkasındaki o süreç bizi adım öteye taşırken yine sen olma yolculuğunda kendi özünün tadını çıkartıyorsun .İstediğin her ne ise sakın pes etme .Olana da olmayana da kabulümdür; deyip yoluna devam et o zaman kendini bulacaksın. Beklentilerin için de gizli seni keşfetmen dileğiyle.  

Özlem KUL   @ozlemkulyoga                                                                                                                                                   Sevgiyle Kal....
"Beni yıkamayan her şey beni güçlendirir" #Nietzsche